"PAULO COELHO -Veronika Ölmek İstiyor Kitap İncelemesi"

 


Veronika Ölmek İstiyor
 Veronika Ölmek İstiyor
, bu kitap bana, sıradan bir hayat sürdüren genç bir kadının, hayatının anlamını ararken yaşadıklarını anlattı. Ana karakterimiz Veronica, bir kitapçıda çalışan genç bir kadındır ve hayatının sıradanlığından sıkılmıştır. Bir gün, hayatındaki anlamı bulmak için intihar etmek ister ama bu onu farkında olmadan bir ölüm deneyine sokar. Bu deney, Veronica'nın hayatında beklenmedik şekilde değişikliklere neden olur.

Bence romanın ana teması, insanın hayatındaki anlam arayışıdır.

Paulo Coelho
Paulo Coelho
, Veronica'nın hikayesi aracılığıyla, hayatın anlamı ve insanın hayatta neye önem vermesi gerektiği hakkında felsefi bir bakış açısı sunar.

Kitapta yer alan diğer önemli konular arasında bir miktar cinsellik, aşk, özgürlük, cesaret, inanç ve umut gibi temalar yer alır.

Paulo Coelho
Paulo Coelho
, bana göre bu romanında ölümü, insanların hayatındaki en büyük korkularından biri olarak ele alır. Ancak, ölümü ele alırken, insanların hayattaki gerçeklerle yüzleşmesi ve hayatlarını daha bilinçli bir şekilde yaşamaları gerektiği mesajını da verir. 

Romanın sonunda, Veronica'nın yaşadıkları, bana birçok düşündürücü soru sordurdu ve insanların hayatlarındaki anlamı ve değeri yeniden sorgulamaları gerektiğini farkettirdi.

Romanın kurgusu oldukça sürükleyiciydi ve bence genel olarak okuyucuları içine çekeceğini düşünüyorum. Zaten ,

Zaten ,
Paulo Coelho
 Paulo Coelho anlatımı, akıcı ve anlaşılır bir dil kullanması nedeniyle oldukça etkileyicidir. -bazı kitaplarını gereksiz bulsam da örneğin:
Simyacı gibi-
Simyacı

Olağan okumaların dışında bu Kitap, hem anlam arayışı hem de hayatın sıradanlığından sıkılmış olanlar için iyi bir okuma deneyimi sunar.


"Gerçekten istemenin yazarı: Paulo Coelho"


PAULO COELHO


Paulo Coelho, 1947 senesinde Brezilya'da dünyaya geldi.

Eğitimine San Ignacio'daki ilkokulda başladı. İlk edebi ödülünü okulundaki bir şiir yarışmasında aldı.

Yazarlığa başlamadan önce, ülkesinde tanınan bir şarkı sözü yazarı olan Coelho, ilk kitabını 1987 senesinde yayımladı.

Hac (Pilgrimage) adlı kitabında, Hıristiyanların Batı Avrupa'dan başlayıp İspanya'da Santiago de Compostela kentinde sona eren geleneksel hac yolculuğunu anlattı.

1988 senesinde yayınlanan Simyacı adlı kitabı onun en başarılı kitabı oldu.  42 ülkede yayınlanan, 26 dile çevrilen Simyacı, benzersiz bir başarıya ulaştı ve bu kitap sayesinde Gabriel Garcia Marquez'den sonra en çok okunan Latin Amerikalı yazar oldu. Ayrıca Simyacı “Yaşayan bir yazara ait en çok tercüme edilen kitap” olarak Guinness rekorlar kitabına girdi.

Yazar, edebi hayatının yanı sıra karısıyla birlikte kurdukları Paulo Coelho Enstitüsü'nde ülkesindeki yoksul çocuk ve yaşlılara yardım etti, 2002 senesinde Brazilian Academy of Letters'a üye kabul edildi, 1979'daki İslami Devrim'den sonra İran'a fikir alışverişi için davet edilen ilk Müslüman olmayan yazar oldu.

Bir dönem ailesi tarafından akli dengesi bozuk sanılan Coelho, üç kere akıl hastahanesine gönderildi. "Veronika Ölmek İstiyor" isimli romanını da bu dönemdeki tecrübelerinden yola çıkarak yazdı.

Coelho aynı zamanda Unesco'nun "Kültürlerarası Diyaloglar" programında danışman olarak görev yapmaktadır. 



Paulo Coelho'nun Sözleri

Cesur ol, risk al. Hiçbir şey deneyimin yerini tutamaz.

Ağızlar açılmıyorsa, söylenecek önemli bir şey var demektir.

Başarı nedir? Her gece başımızı yastığa koyduğumuzda, huzurla uyuyabilmektir.

Birinin gerçek yüzünü görmek istiyorsan, Kendisine hiçbir iyiliği dokunmayan birisine nasıl davrandığına bak.

Bizi en çok yaralayabilenler sevdiklerimizdir.

İnsan fırsatların gelmesini bekler, fırsatlar da insanın gelmesini. Fırsatlar bekler, insanlar bekler. Kazanan hep "mazeret" olur.

Kabul ediyorum! En büyük hatam, yüzüme gülen herkesi, kendim gibi sanmamdı.

Kitap, okuyucunun zihninde canlanan bir filmdir. Filmleri izledikten sonra "Ah, kitap daha iyi" deyişimizin nedeni budur.

Ok ancak geri çekerek atılır. Hayat seni zorluklarla geri çekiyorsa, seni daha büyük bir şeye fırlatacağı içindir. Nişan almaya devam et.

 

Simyacı:

Eğer buraya gelirsen, saklı bir hazine bulacaksın.

Kalbin neredeyse hazineni bulacağın yer oradadır.

Yaşamdaki basit şeyler en sıradışı olanlardır; sadece bilge kişiler onları anlayabilir.

 

Brida:

Yolunu bulduğunda korkmamalısın. Hatalar yapmak için yeterli cesaretin olması gerekir. Hayal kırıklığı, yenilgi ve umutsuzluk Tanrı’nın bize yolu gösterme araçlarıdır.

 

Işığın Savaşçısının El Kitabı:

Işığın savaşçıları mükemmel değildir. Onların güzelliği bu olguyu kabul etmelerinde ve hâlâ gelişmeyi ve öğrenmeyi istemelerindedir.

 

Zahir:

Benim dünyamda, her şey olanaklıdır ve her şey görecelidir.

 

Elif:

Geçmiş ve gelecek sadece zihnimizdedir. Oysa şu an, her ne kadar şimdi ise de, zamanın dışındadır, o sonsuzdur. Hindistan’da, onun yerine koyacak daha iyisini bulamadıklarından Karma sözcüğünü kullanırlar.

O geçmişte yaptığınız bugüne etki edecek bir şey değildir. O şu anda yaptığınız bedelini vererek geçmişi geri alacağınız ve sonra da geleceği değiştirebilecek olduğunuzdur.

 

TÜRKÇEYE ÇEVRİLMİŞ KİTAPLARI

  • Elif
  • Simyacı
  • Beşinci Dağ
  • On Bir Dakika
  • Kazanan Yalnızdır
  • Işığın Savaşçısının Elkitabı
  • Piedra Irmağının Kıyısında Oturdum ve Ağladım
  • Akra'da Bulunan Elyazması
  • Veronika Ölmek İstiyor
  • Şeytan ve Genç Kadın
  • Portobello Cadısı
  • Aldatmak
  • Casus
  • Brida
  • Zahir
  • Hac





 

"OSAMU DAZAİ -Öğrenci Kız Kitap İncelemesi"




Bir okurunun kendisine gönderdiği günlüklerden esinlenerek yazdığı Öğrenci Kız’da Osamu Dazai isimsiz bir genç kızın bir gününü anlatıyor. Aklına takılan şarkıları, yolda düşündüğü ve gördüklerini, günlük yaşama dair ayrıntıları ve içten içe duyduğu hüznü büyük bir başarıyla kaleme almış.Kitabın bana hissettirdiği hepimizin yaşadığı ergenlik döneminin vermiş olduğu ruh hali. Hem en cesur hem en korkak, her şeyi başarabileceğine inanıp bir yandan her şeye yenilebilecek kadar toy olan o halimiz..


Tam da psikolojik olarak iyi hissetmediğim bir dönemimde okudum. Bazen kendimle konuşur gibi hissettim. Yazar çok basit bir durumu öyle profesyonel bir şekilde anlatmış ki.. Akıcı ve yalın anlatımıyla seyahatte okunacak türde bir eser. Bazı eserle kendimce aç bitir olarak tanımlıyorum. Öğrenci Kız'da bunlardan biri. Kahramanın herhangi bir isminin olmaması okuyucunun olayın başrolünde yer aldığı hissini yaratıyor. Yazar gerçekçi şekilde bir genç kızın içselliğini yansıtmıştı. Yer yer toplumsal kalıplara eleştiriler de mevcuttu. Genç kızın o hırçın halleri, sevilme arzusu, başkaldıran tutumları, yer yer depresif halleri. Okuyucunun zihninde kolaylıkla anlam bulabiliyor. Duygusal betimlemeler okuyucuya net bir şekilde geçiyor. Kısacası okuyun, okutturun.. En beğendiğim alıntı ise;
"Kitap okuma denilen şey benden koparılıp alınırsa hiçbir hayat deneyimi olmayan ben ağlanacak halde olurdum galiba. Kitapta yazılanlara işte o kadar çok güveniyorum. Bir kitapta okuduğumda onun için deli olur ona güvenip empati duyar onu özümser ve hayatımın bir parçası haline getirir başka bir kitap okuduğumda ise anında değişiveririm." (sayfa 17)

Sonuç olarak;
Osamu Dazai
Osamu Dazai'nin dil ve anlatımı gerçekten oldukça etkileyiciydi.
Ayrıca okurken, Otoko'nun içsel çatışmalarını ve yalnızlığını içselleştirdim. Onun hayatındaki kişisel ve toplumsal zorluklar beni derinden etkiledi. Ayrıca, romanın Japon kültürüne ve toplumuna dair eleştirileri, beni Japonya'nın modernizasyon sürecindeki değişimlerli ile ilgili düşündürdü.

Sonuç olarak, "Öğrenci Kız" romanı, kısa, hareketsiz ama kendine has güzelliği olan bir kitaptı.


"OSAMU DAZAİ - İnsanlığımı Yitirirken Kitap İncelemesi"

 

Osamu Dazai

Osamu Dazai, bana göre intiharın hayatının başından beri etrafında dönmüş bir insandır. İncelemem tamamlandıktan sonra ne demek istediğimi daha iyi anlayacağınızı düşünüyorum. 6 kere intihar girişimi, 3 kere de ailesinin evlatlıktan reddettiği, birçok kez evlenen garip bir hayat hikayesi ve böyle bir kafanın yazdığı bir kitaptan bahsedeceğim birazdan. Hazırsanız başlıyorum :


Etkilendiği yazarlardan bir tanesinin kitapta adı da geçen ;

Fyodor Dostoyevski

Fyodor Dostoyevski olduğunu net bir biçimde görebiliyoruz.

Osamu Dazai

Osamu Dazai, oldukça varlıklı bir ailenin mensubu idi. Çok çocuklu bir aile ortamında büyüdü ama kalabalıklar arasında her zaman yalnızdı. Kitapta da geçtiği gibi sürekli işi şakaya vuruyordu. Şaklaban olarak nitelemiştir kendisini o dönem için.

Babası daha 14 yaşında iken vefat etmiştir. En büyük idolü

Ryunosuke Akutagava

Ryunosuke Akutagava dır. Ama bu yazar 35 yaşında iken intihar etmiştir. Onun intiharı yazma serüvenini belirli bir süre bırakmasına vesile oldu. Kazandığı paraları hep kötü yollarda yiyordu. Ailesinin hiçbir zaman takdir ettiği bir evlat olamadı. Marksizm ile de ilgiliydi. Bu dönemde ilk intihar girişimini gerçekleştirmiştir. Zaten yazının başında da belirttiğim gibi asla hayatı kabullenememiş, yaşamaktan zevk almamış bir yazardır. Geyşa bir kadınla evlendiği için ailesi onu evlatlıktan reddetmiştir.

İlerleyen zamanlarda barda tanıştığı bir hostesle bir intihar girişimi daha yapmaya kalksa da yine başarılı olamamıştır. İntihara kalkıştığı hostes ölmüş ama Dazai yine hayatta kalmayı başarmıştır. Ailesi ile bu dönem arayı düzelse de, komunist parti üyeliğinden dolayı yine evlatlıktan reddedilmiştir.

Son Yıllar isimli kitabı aslında onun son kitabı olacaktır. Bu kitabı yazdıktan sonra yine intihara girişti ama asma girişimi yine başarısız oldu. Karısını aldattığı için, karısı ile birlikte yine intihar etmeye kalkıştı. Çok uyku hapı içtiler ama ikisi de ölemediler.
Bu evlilik bittikten sonra bir öğretmenle yine bir evlilik yaptı. Pasifik Savaşına hastalığından dolayı katılamadı. Tokyo daki evini Amerika bombaladı.Ama yara bile almadan tekrar kurtuldu. Savaştan dolayı dul kalan bir kadınla eşini bırakıp yaşamaya başladı.


İşte İnsanlığımı Yitirirken kitabı böyle bir dönemde yazılmıştır. Tomie Yamazaki adındaki bu kadınla beraber evlerinin yakınlarındaki nehre atlayarak sonunda intiharı başarılı olmuş ve hayatına son vermiştir.

Dazai nin kendi isminde bir ödül töreni ve anıt müzesi de vardır.

İnsanlığımı Yitirirken kitabı aslında yarı biyografik bir eserdir.

Kokoro

Kokoro kitabından sonra en çok satan 2. Japon Edebiyatı kitabıdır. Kitabı, şahsım adına psikolojik durumu iyi olmayan veya dönemsel olarak kendini pek iyi hissetmeyen kişilere önermiyorum. Ağır depresyon, intihar çerçevesi gibi sıkıntı bir tema üzerinde şekilleniyor kitap. İntihar yazara göre pek normal. Zaten yukarıda da belirttiğim gibi hayatla ilgili pek tutunacak dalı da yok. Kitaptaki karakterlerin hepsi hayal ürünüdür. Ama gerçek hayatta da bir karşılığının olduğuna da inanılıyor. Dazai, kitabın kahramanı gibi yukarıda belirttiğim gibi sık sık intihara kalkıştı. İntihar içinde yanına hep bir kadın buldu. Kitabın son parçasını yazdıktan kısa süre sonra intihar ederek öldüğü için çoğu kişi bu kitabı Dazai nin vasiyeti olarak görür.


Kitaptaki karakter, cinsel istismarı kimseye söyleyemez, çünkü bunun faydasız olacağını düşünür. Bu kısım beni derinden yaraladı. Çünkü bu durumu yaşayan binler, onbinler var. Şaklabanlığını fark eden aptal olarak nitelendirdiği arkadaşı ile samimiyet kurma düşüncesi beni nedensiz güldürdü. Yine bir fahişeyle beraber intihar etmesi yine kendi hayatıyla örtüşmektedir. Kitapta da kadın ölür ve kendi yaşamaya devam eder gerçekte de olduğu gibi. Eşinin cinsel istismara uğramasıyla ondan uzaklaşması kısmı beni delirtmeyi başardı. Ya Dazai hayatında, ya da kitabında çok acımasız. Hiçbir zaman doğru yolda yürümemişsin be arkadaş. Neyini savunacağız biz senin bilemiyorum.
Kitabı okuyan uzman bir psikolojik eğitimli biri olmanıza gerek yok. Yazarda net bir biçimde kişilik bozukluğu var. Ayrıca depresif bir kişi. Karmaşık travma sonrası stres bozukluğu olduğunu düşünüyorum. Benim anlamadığım kısım ama şu; bu arkadaş tamam normal değil, ama her defasında evlenecek ve intihara el ele tutuşarak gidecek kadınları nasıl bulabildin arkadaş ya? Bu ikna ve zeka göstergesi asıl beni büyüleyen oldu. Normal bir kafanın yazmadığını okuyunca çok net anlayacaksınız zaten sizde.

"Karanlık Bir Dünya: Osamu Dazai'nin Acımasız Gerçekçiliği"

 



OSAMU DAZAİ



Osamu Dazai Japon yazardır. Kendisi Tsugaru Yarımadası’nın merkezi yakınlarında küçük bir kasaba olan Kanagi’de doğmuştur(19 Haziran 1909). Asıl adı Şuuci Tsuşima‘dır. Ailedeki siyasetçi olma geleneğine karşı çıkan Dazai, yazar olmaya karar verir. Bunun üzerine yirmi yaşında Tokyo Üniversitesi Fransız Edebiyatı Bölümü’ne kaydını yaptırır, bu kısımdan sonrasında hayatının büyük bir kısmını esrarkeş, veremli, asabi, kavgacı ve alkolik biri olarak birkaç kez intihar etmeye kalkışarak geçirmiştir.

13 Haziran 1948’de Dazai metresiyle birlikte suya atlayarak intihar etmiştir. Ölümünün üzerinden bunca sene geçmesine rağmen kendisi hala Japonya’da ilgi gören bir yazardır.


Osamu Dazai’nin Aile Hayatı

Tsushima Shūji, daha sonra bilinen adıyla Osamu Dazai, Japonya’nın kuzey ucundaki Tōhoku bölgesinde yer alan Kanagi‘de yaşayan Tsushima ailesinin hayatta kalan sekizinci çocuğuydu. Hayatının ilk yıllarını Tsushima konağında otuz kişiyle beraber yaşayarak geçirdi. Mütevazı bir durumdan gelmesine rağmen Tsushima ailesi ilerleyen dönemde hızla güç kazanmış ve bir süre sonra bölgedeki en saygıdeğer ailelerden biri haline gelmiştir.


"Batan Güneş", Osamu Dazai, çev. Esin Talu Çelikkan, YKY, Olvido.

Osamu Dazai’nin Eserleri

  • Dooke no Hana, 1935
  • Nicusseiki Kişu, 1937
  • Kyoko no Hoko, 1937
  • Ai to Bi ni Tsuite, 1939
  • Coseito, 1939
  • Bannen, 1939
  • Onna no Kettoo, 1940
  • Şin Hamuretto, 1941
  • Seigi to Bişo, 1942
  • Udaicin Sanetomo, 1943
  • Tsugaru, 1944
  • Otogizooşi, 1945
  • Sekibetsu, 1945
  • Şin Şokokubanaşi, 1945
  • Pandora no Hako, 1946
  • Fuyu no Hanabi, 1946
  • Kyoşin no Kami, 1947
  • Shayoo, 1947
  • Biyon No Tsuma, 1947
  • Tokatonton, 1947
  • Nyoze Gabun, 1948
  • Ningen Şikkaku, 1948
  • Goodbye, 1948 (bitmemiş)

Türkçeye Çevirilen Eserleri

  • Batan Güneş (Japonca: 斜陽 – Şayoo)
  • Mor Bir Serserinin Gezinotları (Japonca: 津軽 – Tsugaru)
  • İnsanlığımı Yitirirken (Japonca: 人間失格 – Ningen Şikkaku)
  • Buruk Ayrılık (Japonca: 惜別 – Sekibetsu)
  • Öğrenci Kız
  • Yeni Bir Hamlet
  • Pandora’nın Kutusu
  • Günün İlk Işıkları
  • Yeşil Bambu ve Diğer Fantastik Öyküler


"MARK WOLYNN - Seninle Başlamadı Kitap İncelemesi"

Bu kadar karmaşık olan bu konuları gayet basit, samimi, etkileyici, ve sıcak bir dille yazması, Mark Wolynn 'un bilgisi karşısındaki ha...

Bu Ay En Çok Okunanlar