Yaban kazı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yaban kazı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

"OGAİ MORİ - Yaban Kazı Kitap İncelemesi"



 

“Bir süre sonra o arka sokakta devrim niteliğinde değişimler yaşandı. Bir gece Suezo oradan geçerken işporta tezgâhını duvarın dibindeki yerinde görmedi. Daima sessiz olan evin civarı da o zaman revaçta olan deyimle söylersek, medeniyet gelmişçesine değişmişti.”

"Yaban Kazı" isimli roman, Japonya'da 1800'lerin sonu ve 1900'lerin başında geçen bir hikayeyi anlatıyor. Roman, O-Tama ve Okada isimli iki ana karakterin etrafında dönüyor. O-Tama, yaşlı ve fakir babasının son dönemlerinde mutlu etmek için zengin bir tüccarın metresi olmayı kabul eden genç bir kadındır. Okada ise, O-Tama'ya aşık olan genç bir adamdır.

Romanın anlatıcısı, Okada'yı "erkek güzeli", "karakterli ve dengeli yaşayan insan" olarak tarif ediyor ve hikayenin başlangıcını, Okada'nın pencerede gördüğü O-Tama ile tanışmasıyla oluşuyor. O-Tama'nın zengin bir tüccarın teklifini kabul ederek metres olmasıyla başlayan hikaye, Japonya'daki kadın-erkek ilişkileri, Batılılaşma, modernleşme ve geleneklerle ilgili gerilimlerin işlendiği bir atmosferde gelişiyor.

Roman, O-Tama'nın babasının iyiliği ve rahatı için aldığı kararın kolay olmadığını ve yaşadığı baskıyı okuyucuya detaylı bir şekilde aktarıyor. Anlatıcı, O-Tama'nın zihinsel durumunu;

 "Başına gelenlere razı olmak, bu genç kadının en sık tecrübe ettiği zihinsel durumdu, ruhunun o kanalı, sık sık yağlanan bir makine gibi pürüzsüz çalışıyordu."

 şeklinde ifade ediyor.

O-Tama, babasının mutluluğunu düşünerek isteksizce adım attığı yeni hayatı ve tercihleri nedeniyle toplum tarafından dışlanmış hissediyor. Dahası, bir metres olduğu adamın işi değil, "eşi gibi" göründüğünün de farkında. Kısacası, çelişkiler ve gerilimler yumağı içinde kalan O-Tama'nın zihnini derinliklerine iten Mori, okuru yalan-gerçek ikileminin ortasına bırakırken, genç kadının içindeki fırtınayı şöyle resmediyor:

"O-Tama, babasını mutlu etmek dışında hiçbir amacı olmadığı için, babasını kesin bir dille reddettiği bir hayatı bırakıp bir metres olmuştu. Ancak, "beyim" dediği adam bir tefeci çıktığında, dünyası karardı. Kalbindeki kederi tek başına yenemeyen O-Tama, hislerini babasıyla paylaşmak istedi, beraber dertleşiriz diye düşündü. Ancak, gölet kıyısındaki babasını ziyaret ettiğinde, onun huzurlu yaşantısına şahit olunca dili varıp bir şey diyemedi. Konuşmak, ihtiyarın içki çanağına bir damla zehir dökmek gibi olacaktı. O-Tama, "Pekâlâ! Acı çeksem de acımı kalbime gömeceğim" diye karar verdi ve bu kararla birlikte, başkalarına bel bağlamaktan başka bir şey bilmeyen genç kadın, ilk kez bağımsızlığın nasıl bir duygu olduğunu hissetti."

O-Tama, "beyi"nden uzaklaştığını düşündüğü dönemde Okada ile tanışıyor. Sıradan bir öğrenci olarak penceresinin önünden geçerken, Okada'nın verdiği selam O-Tama'yı heyecanlandırıyor.

Dışarıdan bakıldığında her şeyi tam gibi görünen O-Tama'nın hayatında, kendisinin pek seçemediği, hissetse de adını koyamadığı eksiklikler var. Okada ile ilk karşılaşması heyecanlı hale getiriyor ve konuşarak içini dökmek ihtiyacına yanıt veren bu genç öğrenci, O-Tama için "derhal almayı arzuladığı bir şeye dönüşüyor."

Yaban Kazı romanında, Japonya'da yaşanan hızlı değişimlere benzer şekilde O-Tama ve Okada arasındaki iletişim ve ilişki de hızla gelişirken, O-Tama'nın zihninde kuşkular uyandığı ancak yüreğinin başka şeyler söylediği anlatılır. O-Tama, güçlü bir kadın olmasına rağmen, resmi olarak herkes
çe dışlanan ama gizliden gizliye de kıskanılan bir metres olmanın acısını öğrenmiş, bu sayede toplumla alay eden bir mizaç geliştirmiştir. Ancak, henüz yüreği katılaşmamıştır ve bir yurt talebesi olan Okada'ya yaklaşmaktan korkmaktadır.

O-Tama ve Okada'nın iletişimi ve ilişkisi, 1800'lerin sonunda Japonya'daki gelenek-modernlik gerilimine benzerlik göstermektedir. O-Tama, yüzü geleceğe dönük olsa da geleneklerin kendisini frenlediği bir karakterken, Okada modernliği temsil etmektedir.

Mori, romanda bu metaforları kullanarak O-Tama ve Okada'nın "kaderini" belirleyen tanışma ve tam anlamıyla bir araya gelememe hikayesiyle ortaya çıkar. İmkansız değil belki ama eksik bir aşk hikayesi bu. Kişilik çözümlemelerinin önemli bir yer tuttuğu 'Yaban Kazı'nda Mori, iki ana karakterin penceresinden bakarak Japon edebiyatında önemli bir noktada yer almaktadır.

Her şey bir yana, bu kitabı okumak insanı o kadar meraklandırıyor ki nasıl bitirdiğinizi anlamıyorsunuz. 2. Dünya savaşı sonrası Modern Japon edebiyatının ilk yazarının eseri olması ayrı güzeldi. Mutlaka okumaktan zevk alacağınız bir kitap.

"MARK WOLYNN - Seninle Başlamadı Kitap İncelemesi"

Bu kadar karmaşık olan bu konuları gayet basit, samimi, etkileyici, ve sıcak bir dille yazması, Mark Wolynn 'un bilgisi karşısındaki ha...

Bu Ay En Çok Okunanlar