JACK LONDON
Jack London, gazete satıcılığı, balıkçılık, tayfalık, çamaşırcılık gibi çeşitli işlere girip çıktı, Mançurya’da savaş muhabirliği yaptı. 1893 yılında Japonya yakınlarındaki bir tayfunu anlatan haberiyle gazetecilik ödülü kazandı. Amerika içinde ve dışında uzun, maceralı yolculuklar yaptı. 1894 yılında serserilikten Kanada‘da Niyagara Cezaevi’nde 30 gün hapis yattı. Daha sonraları Yol adlı kitabında bu hapishanedeki ortamı “düşünülemeyecek” korkunçlukta, insanın düşebileceği en derin çukur” olarak tarif etti.
1895 yılında 19 yaşında iken liseye başlayabildi. Bir yıl okudu. Kendini üniversiteye hazırladı. 1896 yılında Üniversite sınavlarını kazandı. Ama burada da ancak bir sömestr okuyabildi. 1897 yılında maddi zorluklar yüzünden ayrılmak zorunda kaldı ve bu yüzden hiçbir zaman diploması olmadı. Geçinebilmek için bir kolacı dükkânında gömlek ütüledi. Bu hareketli yaşam ona yoğun bir deneyim ve bilgi birikimi sağladı.
Bu yıllarda Karl Marx‘ı, Charles Darwin‘i, Herbert Spencer‘i, Friedrich Nietzsche‘yi okudu ve onların eserlerinden hareketle kendi düşüncesini belirlemeye çalıştı. Yazmaya başladı. Alman filozofu, Friedrich Nietzsche‘nin idealleştirilmiş “üstün-insan” modeli, yazar için, gelişim sürecinin doruğudur. İlk hikâyesi 1898’de “Overland Monthly” de yayımlandı. Ardındünümüzde de yayımı süren aylık edebiyat dergisi “The Atlantic Montly”de yayımlandığında büyük ilgi gördü. Yazdıklarını Kurdun Dölü (1900) adlı kitapta topladı. Bu onun ilk kitabı oldu.
Jack London, 1897 yılında Alaska yakınlarındaki Klondike‘a altın aramaya gidenlere katıldı ve “Vahşetin Çağrısı” dahil birçok kitabını bu tecrübesinden yararlanarak yazdı. İlk defa 1903 yılında The Saturday Evening Post’da yayınlanan ve Jack London’ı üne kavuşturan Vahşetin Çağrısı (The Call of the Wild) nefes nefese okuyacağınız bir dünya klasiğidir.
Giderek militan bir sosyalist oldu. Jack London, 17 yılda “kıpır kıpır hayat ve düşünce kaynayan” (Anatole France) elli ciltlik dev bir eser vermiştir. Yazılarından kazanmaya başlayınca spor için zaman da ayırabildi ve sporun tüm dallarına ilgi duydu.
Eserlerinde yaşam kavgasını romantik bir bakışla anlatır, çoğu eserinde sert bir kapitalizm eleştirisi göze çarpar. Kitapları yabancı dillere en çok çevrilmiş ABD’li yazarlardandır.
En ünlü romanları Vahşetin Çağrısı, Beyaz Diş, Deniz Kurdu, Demir Ökçe ve Martin Eden’dir.
Birara siyâsete atılarak, Sosyalist Partiye kaydolmuş ise de sonradan bu partiyle münâsebetini koparmış, hattâ sosyalistlerle mücâdele etmiştir.
Jack London, 22 Kasım 1916 tarihinde Glen Ellen, Kaliforniya, ABD’de 40 yaşında böbrek yetmezliğinden ölmüştür. Cesedi kendi isteği üzerine yakıldı.
Kitapları :
- Açlar Ordusu
- Âdemden Önce
- Alaska Kid
- Alın Teri
- Altta Kalanlar
- Atalarının Tanrısı
- Ateş Yakmak
- Ay Vadisi (The Walley of the Moon) (1913)
- Beyaz Diş
- Beyaz Sessizlik
- Buck’ın Maceraları
- Büyük Serüven
- Can Yoldaşı
- Cinayet Şirketi
- Dehşet Ülkesi
- Demir Ökçe
- Demiryolu Serserileri
- Deniz Kurdu
- Direniş
- Doğu Yakası (Uçurum İnsanları)
- Dönek
- Düş Ülkelerine Yolculuk
- Güneş Çocuğu
- Halk Avcısı
- İstiridye Korsanları
- Japon Kıyılarında Dehşet
- John Barleycorn (Alkollü Anılar – İntihar olarak da bilinir.)
- Kaptan David Grief
- Kıyametten Sonra
- Kız Kar ve Kan
- Kızıl Veba (The Scarlet Plague), (1912)
- Kurt Dölü
- Martin Eden
- Meksikalı Devrimci
- Midas’ın Müritleri
- Ormandan Gelen Ses
- Seçme Öyküler
- Sevgili Jerry
- Sevginin Katıksızı
- Şampiyon
- Tanrılar ve Köpekler
- Uçurum İnsanları
- Uzak Diyarlarda
- Vahşetin Çağrısı (The Call of the Wild), (1903)
- Yanan Gün
- Yanan Günışığı
- Yıldızlar Korsanı
- Yol